İngiltere’ye gittiğimde, İngilizce konuşandan fazla İspanyolca konuşana rastlamıştım, Latin Amerika istilası vardı İngilitere’de, bir de kendi aralarında”bırıbırır” konuşuyorlar, aynı ortamda olsak dahi bir anda yabancılaşıyorduk.. İspanyolca bilmemek gücüme gittiJ Velhasıl, o tarihten beri 1-2 denemem oldu, 1-2 eğitim cd si aldım, yapamadım, cd çalışmadı, windows sürümüme uygun düşmedi, patch bulamadım.. vs diye giden bir olaylar dizisi oldu, çok da ısrarcı olmadım bu arada, aklıma geldikçe “heyyt” diye olay canlandı sadece..
Neyse, Pimsleur bana daha kolay geldi, beyin yıkama yöntemi ile öğretmeye çalışıyor.. bakalım benim beyin yıkanıyor muymuş?
Dil öğrenmek zorunda kalanların ve istemeyenlerin sanırım aklından tek bir şey geçiyordur, “herkes aynı dili konuşsa..” Merak etmeyin, bunu ilk düşünen siz değilsiniz, ama önemli olan eyleme dökmek..
Vakti zamanında, Ludwik Lejzer Zamenhof (Dr.Esperanto) tarafından, bu eksiklik farkedilip, farklı dilleri konuşan kişilerin ortak tek paydada birleşmeleri amacıyla,1887 yılında yapay bir dil üretilmiş. Hedeflediği düzeye, yani uluslararası alanda kullanılma düzeyine erişemese de, en çok tanınan ve konuşanı bulunan yapay dil olarak tanınmayı başarmış. Herhangi bir politik, kültürel,dinsel veya ekonomik kimlik taşımıyor, tamamen dünya vatandaşı olmayı kendi isteği ile seçmiş herkese açık..
Esperanto öğrendiğinizde ve konuştuğunuzda, Esperantist oluyorsunuz,diğer ülkelerdeki esperantistlerle görüşmelere başlıyorsunuz, dili yaymaya çalışıyorsunuz, yaptığınız çalışmalara da Esperanto Hareketi deniyor.
Esperanto kelimesinin kökeni, Fransızcadaki -umut etmek anlamına gelen- "esperer" kelimesine dayanıyor. Esperanto dilinin orjinal adı Lingvo Internacia'dır ancak L. L. Zamenhof, 1887 tarihli Unua Libro isimli klitabında kendisinden Doktoro Esperanto (Dr. Umutlu) takma adıyla bahsetmiş ve zamanla dil, bu isimle anılır olmuş. Zamenhof'un doğumgünü olan 15 Aralık, Dünya Esperanto Günü olarak kutlanmaktadır.
Yıllık olarak yayımlanan Pasporta Servo adlı kitapçık, Esperanto konuşanlardan kendisine başvuranların ev adreslerini içermektedir. Bu kitapçığa kayıt yaptıran kişi ve aileler, kendi şehirlerine gelecek Esperantocu misafirlerine konaklama imkânı sağlarlar, buna karşılık yapacakları gezilerde kendileri de diğer Pasporta Servo kayıtlılarının evlerine konuk olup buralarda ücretsiz konaklayabilirler.
Bilg için; buraya, buraya, bi de buraya baksanız yeter herhalde..
Esperantonun, edebiyatı, dergi ve gazeteleri, radyo ve internet tabanlı televizyon kanalları, müzikleri, blog sayfaları bulunmaktaymış. Türkiye'de de duyulmuş, 1950'li yıllarda Hayrettin Dural öncülüğünde ortaya çıkmış. İstanbul'da Türkiye Esperanto Derneği adında bir dernek kurup bu derneğe başkanlık yapan Hayrettin Dural, ücretsiz Esperanto kursları vermiş, Kadıköy'de Esperanto sergisi düzenlemiş, dernekte Esperanto ile ilgili 10 derslik bir dergi ve Esperanto-Türkçe Büyük Sözlük adındaki sözlüğün çıkarılmasına öncülük etmiş, 1965'te Dünya Dili Esperanto adında bir kitap yazıp yayımlmışı. Fakat, Hayrettin Dural'ın ölümünün ardından dernek işlevini yitirmiş.
Haberdar olmakta fayda var.. İspanyolca’dan sonra bir de buna başlayayım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için çok değerli :)