14 Nisan 2012 Cumartesi

MS ile Yaşamak..

Selam herkese.. Blogumda verdiğim aralar uzamaya başladı :( canım sıkılıyor bu duruma aslında, özledim hepinizi.. bazılarınızdan kişisel mailler aldım merak edildiğime dair, çok mutlu oldum, teşekkürlerr..
Yeni bir işe başladım biliyorsunuz, epey yoğun bir iş, tabii bir de acemi olunca daha da bir karmaşık geliyor bana herşey.. üstesinden gelicem inşallah yakında ;)
Bide araya sağlık problemleri girdi, ailemden, çok sevdiğim insanlarla ilgili.. Aslında bu konudan bahsedip bahsetmemekte kararsızdım ama yazmak istiyorum, belki benzer durumlarda olan yakınlarınız vardır, birlikte yazışır dertleşiriz arada sırada.. hem bir de belki bilmeyenler vardır, onlara da bildiklerimizi anlatırız, hayatta başlarına gelmemesini dileyerek..
Ablam MS hastası, 7 yıldır bu hastalıkla yaşıyoruz, küçük yeğenimin doğumuyla tanıştık..  MS yani Multiple Skleroz bir bağışıklık sistemi hastalığı. Beynimize giden sinirlerin dışında, miyelin adı verilen koruyucu bir kılıf varmış, işte bu hastalıkta bağışıklı sistemi bu kılıfları koruyamıyor, miyelin zarar görüyor ve o sinir hangi organımıza hitap ediyorsa o organda hissizlik ya da fonksiyon bozuklukları oluşuyor.. 
Hastalığın adı iki sözcükten oluşmakta:

  • Multipl: Bir ya da daha çok bölgede etkin olup, bir veya daha çok belirti (semptom) vermesi.
  • Skleroz: Vücudun savunma gözelerinin myelin kılıfına saldırması sonucu, bu kılıfı sertleştirerek işlevsiz duruma getirmesi


Bu skleroz sonucunda plak adı verilen doku bozukluğunun oluşması MS'i oluşturur. Hastalığın ilerlemesi ataklar ve iyileşmeler biçiminde. Hastalığın düzeyine göre bu döngü süreleri değişiklik gösteriyor. Çoğunlukla 20-40 yaş arası erişkinlerde ortaya çıkan bir hastalık. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere oranla iki katıdır.  Her MS hastasındaki gelişmeler, belirtiler, ataklar birbirinden farklı olabiliyor. Kimisinin gözüne, kimisinin bacağına vurabilir. Hastalığın neden olduğu tam olarak bilinemediğinden tedavisi de henüz keşfedilmedi ne yazık ki :( Bilinen bir beta-interferon iğnesi var Türkiyede hastaların çoğunun kullandığı.. Ama bu iğneler de tedavi edici nitelikte değil, sadece atakların frekansını ya da şiddetini azaltmaya yönelik sanırım ama iğne de olsanız atak geçiriyorsunuz, bu çok kötü :(
Ablamın hastalığını ilk defa öğrendiğimizde ailecek şoka girmiş ve kabullenememiştik hayatı boyunca bu hastalıkla yaşamak zorunda olmasını.. Henüz çok gençti.. başka doktorlara gidildi ama sonuç değişmedi. Hepsi bununla yaşamayı öğrenmelisiniz dedi. Çünkü bu hastalığın bilinen bir tedavisi yok, hayatı boyunca bununla yaşayacak.. bir bakıyorsunuz gayet iyi, kimse anlamaz MS hastası olduğunu, hayatın içinde, sağlıklı bir görüntüsü var (çok şükür) ama birkaç ay sonra bir bakıyorsunuz atak vurmuş yine, yürüyemiyor.. hastane süreci; kortizon, fizik tedavi derken bir kaç ay sonra normale dönüyor. (çok şükür) ama yüzde yüz bir dönüş olmuyor genelde, biraz izi kalıyor her atağın.. Her seferinde Allah beterinden korusun diyoruz ve devam ediyoruz kaldığımız yerden.. Şimdi bir kez daha böyle dedik.. Havalar ısınıyor, dışarı çıkıp bir şeyler yapalım diye sözleştik ablamla, zaten bir kaç aydır evde çok bunaldı, hepimize iyi gelecek inşallah bu güzel havalar :) Umarım canınızı sıkmamışımdır, hem bilgilendirmek hem de hayatımdan bir kesit paylaşmak istedim sizlerle..
Hepinize sağlıklı günler diliyorum ;) En yakın zamanda yine görüşmek üzere ;)