13 Aralık 2010 Pazartesi

Ev Sineması - Almodovar Bir Başka Keyif

Bugün Pazartesi.. Pazartesi sendromu konusunda zirve yapmak üzereyim..
Geçen haftalarda işten ayrılma kararının ençok alındığı günün Pazartesi olduğunu verilerle de anlatmıştım.
Hava soğuk, yatak sıcak, şimdi cam kenarına yaklaşıp pencerenin altından gelen soğuktan bile kaçarak, etrafı gözetleyesim var.. Haftasonu geldi geçti,ne olduğunu anlayamadım bile.. Oysa ki, şöyle pofuduk koltuğuma uzanmakla yatmak arasında bir pozisyonda durup, keyifli bir de film koyup seyretmek ne hoşuma giderdi..üzerime de incesinden bir battaniye çektim mi, değmeyin keyfime..

Keyifli filmden ne anlarım? Bana keyif vermesi dışında çok fazla sanatsal kaygılarla film izleyemedim şu ana kadar. Film-yönetmen eşleştirmesini de çok fazla yapabilen veya film yönetmenlerini ezbere sayabilen biri de olamadım maalesef.. ama bir yönetmen var ki,seyrettiğim filmlerinde mutlaka bir gülümseme saklı kalmıştır bende.. Şu ana kadar sadece 3 filmini seyrettim, azar azar seriyi tamamlamayı düşünüyorum. (Seyrettiklerim: Annem Hakkında Herşey, Dönüş, Konuş Onunla)

“Kadın filmleri yönetmeni” olarak tanınan Pedro Almodovar, Avrupa Sinemasının da en güçlü isimlerinden.. Filmlerinde seçtiği konular kadar, anlatış biçimi,kullandığı şarkılar,sıcak mekanlar yaratması ve hissettirdikleri ile de kendini farklı bir yere koydurmayı başarıyor. Konu seçimleri, popüler kültür ögelerini veya popüler olma kaygısını taşımadığına kanıt niteliktedir.
Şu ana kadar 17 filme imza atmış olan yönetmenin 18. Filmi olan “The Skin I Live In/The Skin That I Inhabit  - La piel que habito adlı filminde Antonia Banderas başrolde oynuyor. Mart 2011 de sinemaya girmesi beklenen filmi Almodovar, “çığlık atmadan izlenebilecek bir korku filmi” olarak dile getirmiş.

Annem Hakkında Herşey (Todo Sobre Mi Madre), ilk seyrettiğim filmi.. Canlandırdığı karakterler, kurgusu kesinlikle sıradışı.. Madrid’de bekar bir anne olarak yaşayan Manuela’nın oğlu bir trafik kazasında ölür. Manuela da durumu oğlunun babasına söylemeye  karar verir ve onu bulmaya Barcelona’ya gider. Arayış döneminde Barcelona’da tanıştığı insanlar, farklı hayatları şaşırarak, gülümseyerek, bazen de hüzünlenerek izlersiniz..

Konuş Onunla (Hable Con Ella), tempo olarak Annem Hakkında Herşey den kesinlikle daha ağır tempoda.. “Konuş Onunla” daki konuşma eylemi ağırlıklı olarak komadaki bir hasta ile yapılıyor..Böyle basit anlattığıma bakmayın, filme bir fırsat verin; yalnızlık, tutku, iletişim üzerine izlenebilecek çok güzel bir film..

Dönüş (Volver) ise, Konuş Onunla ile çok farklı tarzda, bol sesli, bol hareketli.. Aynı aileden 3 kuşak kadının etrafında dönen hikayede, basit gibi görünen olayların içyüzünü gördükçe, zaman daha keyifli akıyor sanki.. Herşey daha iyi bir hayat için..Penelope Cruz dan oluşan film afişi, müzikleri, kurgusu ile bence tam bu havaların filmi..
Ödül konusunda da, bahsettiğim 3 film de bol ödüllü filmler.. En iyi Özgün Senaryo Ödülü, Cannes Film Festivali Yönetmen Ödülü, En iyi Yabancı Film Oscar ödülü.. vb


Ve şu anda evde olsaydım seyredeceğim film, “Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar”.. 1988 yapımı bu filmin, sanırım öncelikle ismi cezbetti, ruh halime uygun mu düştü bilemiyorum..
Konusuna gelince; “Erkek arkadaşı terk ettiğinde onu bulup nerede olduğunu öğrenmek isteyen Pepa, erkek arkadaşının karısı ve oğlunu bulur. Onların da durumdan habersiz olması ve erkek arkadaşının polisle başının dertte olabileceği ihtimalinin olmasıyla birbiri içine geçmiş olaylar dizisi eğlenceli biçimde gelişir.”Tam bir kara mizah örneği olarak belirtilen filmde, Antonia Banderas oynuyor.. Venedik Film Festivali, En iyi Senaryo Ödülünü almış.



Evde olanlar şimdi başlasın! Bu kadar anlattıktan sonra,akşama film izlemeye karar verdim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız bizim için çok değerli :)