31 Ekim 2011 Pazartesi

Salgın (2011)

Öncelikle herkesin geçmiş Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.. Yurt genelinde kutlanmamış olmasına anlam veremedim ve üzüldüm. Bizde yürüyüş ve fener alayı yapıldı en azından, çok sevindim, Cumhuriyetimizi kutladık bu vesile ile..

Haftasonu izlediğim bir filmden bahsetmek istedim kısaca. Uzun zaman olmuş film yorumları yapmayalı.. Orjinal adı "Contagion" olan birçok ünlü ismi izleyebileceğiniz "Salgın" filmi gayet akıcı, izlenilesi bir film.. Hava-solunum yolu ile çok kolay geçen ve birkaç gün içerisinde insanı öldüren salgın bir hastalığa karşı uzmanların mücadelesi, hastalıkla birlikte baş gösteren panik halinin kontrol altına alınması için yapılan çalışmaları anlatan filmin yönetmeni de sıradışı filmlere imza atmış olan Steven Soderbergh. Filmde oynayan ünlü isimler ise şöyle; Matt Damon, Gwyneth Paltrow, Laurence Fishburne, Jude Law, Marion Cotillard, Kate Winslet.. (IMDb: 7.1)
Tesadüflerin hayatımız üzerindeki etkisi, çaresizlik karşısında insanoğlunun neler yapabileceği, nasıl birbirine düşeceğini çok gerçekçi bir şekilde gösteriyor film. Umarım hiç bir zaman bir de böyle zor bir sınavdan geçmek zorunda kalmayız.. Sinema eleştirmenlerinden de tam not alan bu film, seyretmeye değer bence ;)

28 Ekim 2011 Cuma

Country Bloomers

Merhabalar.. Epeydir benimde pek birşey yazasım yok bir sürü blogger arkadaşım gibi :( Bugün şöyle bir bakınayım dedim, özlemişim bu alemi, yavaş yavaş değişik konularda görmeye başladım bloglarda. Acımız çok büyük çok derin gerçekten ve kısa zamanda geçecek gibi de durmuyor.. Evet çoğu kişinin dediği gibi"hayat devam ediyor" biliyorum, ama ha deyince de olmuyormuş, biraz zaman geçmesi gerekiyormuş daha iyi anladım bunu.. Bu zamanı geçirmek, kafamı biraz olsun dağıtabilmek adına yine bu blog dünyasında keşfettiğim çarpı işine başladım. Çok beğendiğim ama yapamam herhalde diyerek hiç cesaret edemediğim bir duvar panosu ile hem de.. Bu işe gönül ve emek vermiş bloggerlar kesin bilir Country Bloomers'ı.. Artık benimde evimin bir duvarı süsleyecek inşallah :)
Bu konuda her türlü bana destek veren Dolunay hanıma çok çok teşekkürlerimi bir kez de buradan yazmak isterim.. Acemice sorduğum her soruya, büyük bir ilgi ile cevap verdi ve veriyor gerçekten, onun sayesinde bu hafta başladım panomu işlemeye. Çok da kolay birşey değilmiş aslında ama çok zevkli bi iş gerçekten.. İnsanı güzel oyalıyor, kafasını dağıtıyor. Tabii benim açımdan vakit ayırmak o kadar kolay olmuyor, gündüz işte, akşam evde yapılacak şeyler arasına sıkıştırmaya çalışıyorum kendisini.. Bakalım ne zaman bitecek ???

Not: Resim Dolunay hanımın sitesinden, onun yaptığı panonun resmidir.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Şansa Yaşıyoruz!

Son günlerde birbiri ardına felaket haberleri ile sarsılıyoruz resmen :( Televizyonda haber izlemek, gazete okumak işkence oldu bana, tüm iletişim kanallarımı kapatmak istiyorum dünyayla ama mümkün olmuyor tabii..

Son bir haftada olanları düşünürsek, önce 19 Ekim de 24 şehit haberi ile başladı karanlık günler, daha öncesi de vardı elbet ama bu sanırım bardağı taşıran son damla oldu, herkesin kanını dondurdu.. Ardından Cuma günü feci bir trafik kazası oldu Sultanbeyli Tem'de, bilanço 6 ölü 10 yaralı.. Sonra deprem haberi geldi, televizonda "son dakika" olarak, Pazar günü Van'da. Önce 6.6 dediler, sonra 7.2'ye çıktı şiddeti :( Ölü sayısı 239 deniyor ama ben inanmıyorum nasıl 24 şehit olduğuna inanmıyorsam.. Ölü sayıları hep azaltılıyor haberlerde, tıpkı 99 depreminde olduğu gibi.. O depremi  yaşamış biri olarak aklım 12 yıl öncesine gitti, neler yaşamıştık, neler atlattık. Şimdi oradaki insanlar aynı şeyleri yaşıyor, bilançosu 99 depremine göre daha az ama 1 kişi ölse bile üzücü, yıkıcı birşey deprem.. Bugün ise bir tecavüz olayı okudum gazetede, 14-15 yaşlarında, çocuk denilebilecek 3 erkek, bir kadına tecavüz etmeye çalışmış.. Çocukların istismarı konusu tartışılırken güzel ülkemde, bu nerden çıktı dedim kendi kendime. Nereye gidiyoruz böyle, koşar adımlarla hangi felaketlere.. Son bir haftada olanları bi düşünsenize, asker ocağında vurulmadıysak, terör saldırısına uğramadıysak, trafik kazasında ölmediysek, tecavüze uğramadıysak ve doğal afet yaşamadıysak, şanslıyız.. Hiç bir güvencemiz yok, içimizde hep bir şüphe, hep bir korku, başımıza ne gelecek acaba diye ? Şansa yaşıyoruz bu memlekette, sadece şansa !

19 Ekim 2011 Çarşamba

Çukurca'da çatışma: 24 ŞEHİT VAR

Çukurca'yı gece saat 01:00'de baskın düzenleyen PKK'lı teröristler uzun namlulu tüfek ve roketatarlarla saldırdı. Sabahın ilk ışıkları ile yüreğimizi yakan tablo ortaya çıktı: 24 şehit var 18 asker de yaralı. Genelkurmay Başkanı bölgeye hareket etti. Çevrede hava harekatı başlatıldı..
Daha ne kadar bu haberleri duymaya devam edeceğiz böyle, inanılmaz moralim bozuk.. Hiç birşey yapmak gelmiyor içimden, bu kadar basit mi bu iş ya? Neden bizde onlara baskınlar yapamıyoruz, neden bitmiyor bu acı haberler ! İsyan etmemek elde değil :(

13 Ekim 2011 Perşembe

Doğumgünü Kutlaması - BonnyFood

Selam arakadaşlar.. Dün doktora gittim, sinüzit olmuşum sanırım :( neyseki daha kronik değilmiş, ilaç verdi, dikkat et dedi beni gönderdii.. Gelelim doğumgünü için neler yaptığıma? Sizlerinde pozitif katkılarıyla, kendimi daha zinde hissettim sanırım dün, teşekkür ederim koccaman :)Öncelikle sabah 05:00 de kalkıp, güzel bir kahvaltı hazırladım eşime.. Bunda ne var diye düşünebilirsiniz ama beni tanıyanlar bilir ki, ben çok uykucuyumdur! Sabah beni uyandırmak hiç kolay iş değil, saat bile en az 3 kez ertelenir, yine çalar beni yataktan kaldırabilmek için.. Hal böyle olunca, sevgili eşime doğumgünüsü kahvaltısı hazırlamak için 05:00 de uyanmak azımsanacak birşey değil yani ;) Eşim çok şaşırdı e haliyle, hem de çok sevindi:) hatta kahvaltıya daldık, biraz işe geç kaldı.. Sonra o işe ben hastaneye.. Tabii evden çıkmadan önce yapmam gereken birşey vardı, hemen nete girdim, bonnyfood sitesine.. Erkeklere çiçek göndermek taraftarı değilim ben pek, o yüzden bonnyfood'a bayılıyorum :) Eşim grip aşısı olduğundan, bende zaten hasta olduğumdan, evde dolaşan mikroplara yenik düşmesin diye koccaman bir meyve çiçeği gönderdim ona :) Zaten meyveyi de çok sever, benim aksime..
Sabah verdiğim sipariş öğlen gibi eşime ulaşmış, telefondaki ses tonundan çok mutlu olduğunu anladım ve bende çooook mutlu oldum:) Hem şaşırmış, hem bayılmış, hem de çok makbule geçti dedi.. Ofistekilerle birlikte afiyetle yemişler.. Yani aklınızda olsun derim ben, hem hoş bir süpriz, hem lezzetlii.. Hem de "erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer" demiş atalarımız, herhalde vardır bir hikmeti ;)
Bu doğumgününde mideye çalıştım sanırım ben ;) Akşam içinde hastaneden sonra sıkı bir alışveriş yaptım, hemen eve geçtim.. Hasta olduğum için aldığım izni bu amaçla da kullanmış oldum aslında. Yemek menüsünden kısaca bahsedecek olursam, eşimin çok sevdiği benimde favorim olan sütlü tarhana çorbası, fırında kaşarlı mantar, antrikot, yoğurtlu bulgur köftesi, gavurdağı salata, barbunya pilaki.. Tatlı olarak da onun için yaptırdığım fıstıklı çikolatalı doğumgünüsü pastası vardı.. Birkaç romantik dokunuşla, evi de biraz süsledim ve mum ışığında güzel bir akşam yemeği yedik.
Dün kendimi yemekteyiz programında gibi hissettim wallai, onun geliş saatine tüm bunları yetiştirebilmek için nasıl koşturdum anlatamam.. Hastalığı felan unuttum resmen ;) Ama değdi, çok keyifli bir akşam oldu ve onun gözlerindeki memnuniyeti beni daha da mutlu etti. Dışarda bir organizasyon yapmayı da düşünmüştüm ama hem haftaiçi olduğundan hem de hasta olduğumdan böylesi daha iyi oldu sanırım. Sizlerinde güzel yorumlarınızın ve iyi dileklerinizin çok katkısı oldu bu güzel kutlamada, hepinize çok teşekkür ederim tekrardan ;) Veee kocacığıma da, sağlıklı ve mutlu bir yaş diliyorum.. Bereber, elele, mutlu, huzurlu yaşlanmayı diliyorum :) Laf aramızda çooook seviyorum kendisini ;)

11 Ekim 2011 Salı

Hasta Oluyorum.. Eyvah!!

Effet, soğuk havanın gelmesi, yağmurların yağması ile birlikte hastalık sezounu açmış bulunmaktayım sevgili arkadaşlar :( yaa ne zayıf bir bünyem var benim böyle, hep anne sütü içmememden kaynaklanıyor olmalı, yoksa ben kendime çok dikkat ediyorum ! [he he, koca bir yalan sanırım :-P] Mevsime göre giyinmek ya da C vitamini deposu meyve tüketimini arttırmak yönünden zayıfım biraz.. Meyve tabakta hazır önüme gelirse o zaman aklıma gelir meyve yemek, yoksa kendim alıp yediğim nadir görülmüş birşeydir ne yazık ki :( Hal böyle olunca hastalık hemencecik kapıyı çalıyor bende mevsimin de etkisiyle..
Başlıca semptomlar; baş ağrısı, boğaz ağrısı, hafif bir burun tıkanıklığı, vücudun her yerinde anlamsız bir ağrı, kulak içinde kaşıntı.. Bilin bakalım bana neler oluyor?? Grip geliyorr.. Hem de en olmayacak haftada.. Yarın eşimin doğumgünü ve ben geçen sene doğumgününde de raporlu halde yatak döşek yatıyordum evde.. Ne şans değilmi ama, bünyem bunu kasıtlı mı yapıyor acaba :-P Bu yıl daha çok direneceğim, en azından yarını atlatana kadar, ona güzel süprizler hazırlamak istiyorum, lütfen sağlığım yerinde olsun ve aklımdan geçenleri gerçekleştirebileyimmm..

7 Ekim 2011 Cuma

Patates Pastası

Alaranın doğumgünü için yaptığım ve herkesin beğendiğini söylediği patates pastamın tarifini vermek isterim müsadenizle ;) Hem basit, hem doyurucu hem de şık bişey bence..
Malzemelerimiz:
  •  9-10 adet orta boy patates (kalıbınızın büyüklüğüne göre bu miktar değişebilir)
  •  3 havuç
  •  3 taze soğan
  •  1/3 demet maydanoz
  •  1/3 demet dereotu
  •  kırmızı pancar turşusu
  •  yoğurt (süzme de olabilir) sarımsaklı/sarımsaksız
  •  isteğe bağlı olarak mayonez
  •  mısır + kornişon turşu
  •  biberiye 
Öncelikle pataeslerimiz haşlıyoruz. Bu sırada rendelediğimiz havuçları az yağ ile yumuşayıncaya kadar kavuruyoruz. (Ben her kat için 3 patates kullandım) Haşlanan patatesleri 3 erli gruplar halinde rendeliyoruz. 1.kat için ilk 3 patates rendesini kavurduğumuz havuç ile karıştırıyoruz ve birazda tuz ilave ediyoruz. [Kalıba streç film tarzında birşey koymanızda fayda var, çıkarması çok kolay oluyor sonra :)] İlk katı kalıba güzelce yerleştirtikten sonra, 2.katı çıkmaya geliyor sıra.. Bu kata da, minik minik doğradığımız taze soğanları, dereotu ve maydanozu ekliyoruz, yine biraz tuz ilave etmekte fayda var.. İsteğe göre bu kata biberiye de ekleyebilirsiniz (ben ekledim), size kalmış ;)  Bu karışımı da turuncu katımızın üzerine güzelce seriyoruz.. Sıra geldi son kata.. Geriye kalan 3 patates rendemizin içine rendelediğimiz kırmızı pancarlarımızı ekliyoruz. (Kırmızı pancarı isterseniz kendiniz haşlayıp da patates gibi rendeleyebilirsiniz. Benim gibi turşusunu kullanacaksanız, biraz suda bekletmekte fayda olabilir, zira çok tuzlu hazır konserveler) Kırmızı pancarın rengini vermesiyle de kırmızı katımız oluşuyor :) Bu katıda güzelce kalıba yerleştiriyoruz ve üzerini de streç kaplayarak buzdolabında 2-2,5 saat kadar bekletiyoruz.

Üzeri için sarımsaklı ya da sarımsaksız yoğurt hazırlayabilirsiniz. İçerisinde taze soğan olduğundan ben sarımsak kullanmamayı tercih ettim, ama sarımsaklı da güzel olabilir, size kalmış ;) Buzdolabında dinlenen patates pastamızı kek kalıbından güzelce çıkartıyoruz. Üzerini yoğurt ve mayonez karışımı ile kapladıktan sonra kornişon turşu ve mısır ile süslüyoruz. Daha sonra afiyetle yiyoruz :)
Bu pasta için ben baton kek kalıbını kullandım, bu nedenle kesmek ve servis yapmak çok rahat oldu, size de tavsiye ederim.. Özellikle dilimlendiğindeki görüntüsü çok hoştu, turuncu,yeşikl ve kırmızı beyazla güzel bir uyum yakalamıştı. O kalabalıkta bu görüntüyü fotograflamak aklımıza gelmedi ne yazık ki.. Ama ben bu pastayı çok sevdim ve bi daha yapıcam, o zaman bol bol foto çekerek telafi ederim umarım ;)

Herkese süpper bir haftasonu diliyorum :) İyi Cumalar..

5 Ekim 2011 Çarşamba

Minik Kelebeğimiz 1 Yaşında :)

Selamlar.. yorum olayını evden halletmeye çalışıyorum, fikir veren yardımcı olmaya çalışan herkese çok teşekkür ederim arkadaşlar :)Haftasonu, minik kelebeğimiz Alara'mızın 1.yaş gününü kutladık.. Daha dün gibi aklımda, çok sevdiğim arkadaşım Didem'in hamilelik halleri, doğum yapması vs.. Şimdi Alara'mız 1 yaşında, koskocaman kız oldu maşallah :) Annesi fotoğraflarını koymama izin vermedi ne yazık ki, nazar değer diye korkuyor sanırım, o kadar tatlı ve güzel bir bebek ki, bu korkusunda haklı Didemcim.. O yüzden bu güzel günden yemek masasından birkaç foto ile birkaç tarif vermekle yetineceğim..
Masadaki herşey ev yapımı doğal olarak, Didemcim epey uğraşmış.. Bizim de ufak tefek katkılarımız oldu tabii, onların tarifini de vereceğim elbette ;) Öncelikle doğumgünü pastası harikaydı, 3 ayrı kek yapmış bunun için Didem ve arasında nefiss kestane parçacıkları vardı. 1 şablonunu da kendisi yapmış.. Hevesle ve azimle yapılan herşey çok güzeldi.. Butik kurabiyeleri internet aracılığı keşfetti ve tabii Hülya hanımın verdiği küçük tüyolarla harika şeyler ortaya çıkarmış gerçektende ;)
Günün değişik lezzetlerinden biri de bu un kurabiyesi görünümündeki portakallı lorlu kurabiye idi.. Ben ilk defa duydum ve yedim, bu nedenle hemen tarifini de aldım, sizinle de paylaşacağım ;)
Portakallı Lorlu Kurabiye

- 250 gr tereyağ/margarin (oda sıcaklığında)
- 1 çay bardağı zeytinyağ (ajda bardak büyüklüğü)
- 1 çay bardağı yoğurt (ajda bardak büyüklüğü)
- 1 çay bardağı şeker (ajda bardak büyüklüğü)
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
Aldığı kadar un

İçi için;

- 4 portakalın kabuğu
- 1 su bardağı şeker
- 250 gr tuzsuz lor

Yapılışı;

Öncelikle 4 portakalın kabuklarını minik küpler halinde doğruyoruz. Bu kabukları her seferinde suyunu değiştirerek 3 kez kaynatıyoruz(acı tadın iyice çıkması için). Daha sonra 1 su bardağı şeker ilave ederek suyunu çekinceye kadar kaynatıyoruz. Portakal kabukları soğuyunca içine 250 gr tuzsuz lor ekleyip karıştırıyoruz.

Hamuru için, bütün malzemeler sırası ile karıştırılır ve margarin iyice elimizde yumuşayıncaya kadar yoğurulur. Yavaş yavaş un ilave edilerek, kulak memesi kıvamına gelinceye kadar yoğurma işlemi devam eder. Küçük parçacıklar halinde alınan hamurun ortasına soğuyan iç malzemeden konulur ve poğaça gibi kapatılır. Üstüne herhangi birşey sürülmeyen kurabiyelerimiz, 175º de önceden ısıtılmış fırına verilir. Üzerleri pembeleşinceye kadar pişirilir ve çıkarınca bolca pudra şekeri serpilerek süslenir.. Ve afiyetle yenir :) Ben çok beğendim, değişik bir tat olmuşş..

Eee sıra geldi benim yaptıklarıma, daha amatörce şeyler ama tatları beğenildi neyseki ;) Çeşnili tuzlu kurabiyeler(fesleğenli-pul biberli) ve patates pastası bana ait olanlar.. Özellikle patates pastam tuttu sanırım, eve misafir geldiğinde bir kez daha yapmak istiyorum, hemen birilerini çağırmam gerek ;))))

Patates pastamın tarifini daha sonra vereyim en iyisi, hatta bir dahaki sefer yaptığımda dilimlenmiş halini de fotoğraflayayım da renk renk katları da görünsün değil mi ama ;)

Effet minik kelebeğimiz Alara'mız 1 yaşında.. Ona uzun ve de sağlıklı bir hayat diliyorum.. Yüzü hep gülsün, huzurlu ve hep çok mutlu olsun, şanslı olsun inşallah :) [Bu dileklerim tüm çocuklar için geçerli aslında ;)]

3 Ekim 2011 Pazartesi

Biri Bana Yardım Etsin Lütfen!!

Selam arkadaşlar, çok canımı sıkan bir durumla karşı karşıyayım.. Severek takip ettiğim bloglara yorum bırakmak istiyorum ama bu 1-2 gündür pek mümkün olmuyor. Bu dünyaya daldığımdan beri ilk defa başıma böyle birşey geldi, nasıl çözerim bilmiyorum??

İşin enteresan tarafı yorumu yazıyorum ve gönderiyorum, yorumun yayınlandığını görüyorum ama 2dk bile geçmeden bakıyorum yine yok :( Kötü bi şaka sanki.. Onay bekleyen yorumlarda ise, saat olarak benden daha sonra yazılmış yorumları yayında görüyorum ama benimkisi yine yok yayınlananlar arasında.. Kimsenin kasıtlı olarak benim yorumlarımı yayınlamadığını düşünmediğimden bir hata olduğundan eminim..
Konuyla ilgili fikri olan varsa bana yardımcı olabilir mi lütfen!!