Eskiden sadece kraliyet ailesine ait olan bu parkın herkese açılmış olması gereçekten büyük şans :) Bu imkanı sağlayan Kral Alfonso XII'ye ithaf edilmiş muhteşem bir anıt yer alıyor tam da parkın en güzel yerinde göletin karşısında..
İsterseniz sandal kiralayığ gölet içerisinde keyif de yapabilirsiniz. Biz bu harika parkta yürüyüş yapmayı tercih ettik. Öyle büyük ki, birkaç kapısı var parkın.. Zaman kısıtımız yüzünden hepsini gezemedik ne yazık ki, sanırım 4 saat sürüyormuş tam bir tur.. Bu nedenle sonradan öğrendiğime göre parkın içerisinde Kristal Saray (Palacio de Cristal) adı verilen camdan yapılmış masalsı bir yapı var imiş. İçeride çağdaş sanat sergileri düzenleniyormuş. Retiro Park'a giderseniz uğrayın ve bize de anlatın lütfen ;)
Madrid'den Son Notlar
Madrid gezi notlarımız bu post ile son buluyor. O yüzden aklımda kalanlardan birkaç isim daha vermek istiyorum. Ne yazık ki fotoları yok ama yine de hafızanızda bir yerlere kaydedin derim ;) Madrid'in ünlü caddelerinden biri La Latina.. Tapas barları, şık restoranları, cafeleri ile kıpır kıpır bir yer burası. Madrid'in en önemli lezzet duraklarından birisi olan La Latina'da eskiden kalma 5 han var. Şimdilerde bu hanlar restorant, misafirhane, butik otel olarak restore edilmiş. Casa Lucio da bunlardan birisi ve harika tapaslarıyla ün yapmış. Her ihtimale karşı rezervasyon yaptırmakta fayda var yalnız, epey kalabalık oluyor..
Madrid'de neler yedik peki? Tabiki bolca tapas yedik, hatta İspanyolların tabiri ile "tapas tango" yaptık bolca :) Bir gecede birkaç yer dolaşıp her birinde birkaç tapas atıştırdığınızda karnınız otamatikman doymuş oluyor.. O yüzden birkaç akşam yemeğimiz var İspanya'da, şöyle oturup uzun uzun yemek yediğimiz.. [Bu konunun ucu Barcelona'ya dayanacak gibi ;)]
Belki daha önce yemiş olabilirsiniz ama benim ilk defa Madrid'de yediğim Calzone'dan bahsedeyim.. Bizim yan börek gibi [yani annem öyle der, başka adı varsa bilmiyorum ;)]
İçerisinde tavuk parçaları, patates, kaşar ve değişik bir domates sos vardı.. Tabii farklı seçenekleri de mevcut. Bizim yan börekten farkı hamuru biraz daha kalın, daha çok ekmeğe benziyor sanki tadı.. Lezzetli ve doyurucu bir yemek ya da pide..
La Latina'da gittiğimiz ama adını şuanda hatırlayamadığımız yerde çektiğimiz birkaç tapas da aşağıda.. Tapaslar kızarmış ekmek üzerinde çeşitli sebzeler soslar ile sunuluyor.. İsterseniz muhtelif et çeşitleri de var, biz bol bol deniz ürünleri olanlardan tercih ettik. İlk defa orada tattığım Morino balığı, en çok tüketilen balıklardan biri İspanyada..
3 günlük Madrid gezimiz böylelikle sona erdi.. Umarım keyifli bir yazı dizisi olmuştur :) Aklıma gelen ekstra birşey olursa Barcelona notları arasına sıkıştırıveririm artık ;)