26 Temmuz 2011 Salı

Denizli-Pamukkale Gezi Notları

Selam yeniden.. Çok sık yazmaya fırsatım olmuyor ne yazık ki :( Yeni proje dönemi çok yoğun geçiyor.. Haziran ayının başında gittiğimiz Denizli gezimizi anlatmak istiyorum ne zamandır. ancak kaçamak yapacak bir vakit bulabildim ;) Üniversiteden arkadaşımın evlenmesi vesilesi ile gezme fırsatımız oldu Denizli' yi.. Çok büyük bir yer değil Denizli, ama kendine göre çarşısı pazarı gezilecek yerleri var. Özellikle benim gibi nevresim, havlu hastası falansanız uğramalısınız mutlaka bu tekstilkente :)

Denizlinin ana merkezi bence bu horozcuk :) Bu şirin heykeli referans olarak kabul edebilirsiniz kendinize.. Ana caddenin ortasında öyle güzel kondurmuşlar ki, sanki gelen geçeni izliyor, yol gösteriyor.. Dünyada Denizli horozunu bilmeyen yoktur herhalde. "Gecelerin karanlığına karşı doğacak güneşin müjdesini haykıran horoz; Denizli horozu" ve "Her horoz kendi kümesinde öter, Denizli horozu ise her yerde" şeklinde tanımlamaları var bu özel horozcuğun :) Göğsünün dik durması, bacaklarının çevik olması gibi fiziksel özellikleri de varmış diğerlerinden farklı olarak.. Horozunu yeterince anlattığımı düşünüyorum Denizlinin, şehre geri dönüyorum şimdi.. Bu meydandan yol boyu aşağı yürüdüğünüzde sağlı sollu mağazalar var. En sonda başka bir meydana varıyorsunuz ki orada Babadağlar İşhanı karşılıyor bizi.. 
Bu hanı mutlaka ama mutlaka gezin. Cebiniz biraz dolu olursa daha mutlu gezersiniz sanki, zira   tamamen organik el dokuması nevresim takımları, havlular, örtüler içinizde kalabilir.. Ben içimde kalmaması için el dokuması 2 nevresim takımı, havlu ve birde Atlas Tekstil 'in sahibinin hediyesi peştemalle çıktım handan. Çantada az yer kapladığı, suyu iyi çektiği ve hemen kuruduğu için plajlarda çok tercih ediliğini söylerken mağaza sahibi, satış kampanyası diye çok kulak asmamıştım.. Ama denedim ve gerçekten de öyle, hatta plaj havlusundan daha şık duruyor, adamın söylediklerine bunu da eklemek isterim.. Keşke renk renk alsaydım diye hayıflandım wallaii.. 
Denizlinin bir de leblebisi meşhurmuş ama biz pek bi fark bulamadık.. Sadece Denizlide içebileceğiniz Zafer Gazozu var birde. Ana cadde üzerinde Balkon Kafede içtiğimiz zafer gazozu gerçekten çok lezzetliydi. Cam şişede olanını tercih edin dedikleri için Denizlili arkadaşlarımız biz de onlardan içtik, pet şişenin tadını bilmiyorum ama cam şişedekiler güzel gerçekten :) Normal bir gazozdan farkı ne peki bu gazozun? Ben genelde gazoz, kola tarzı şeyler içtikten sonra, susarım, yani hararetimi tam olarak kesmezler bu tarz içecekler.. Ama zafer gazozu öyle değil, tadı tam kıvamında, insanı ferahlatıyor, su içmeye gerek yok arkasından ;)
Yine aynı cadde üzerinde lezzet diyarı Tuğba Kuruyemiş e rastlıyoruz.. İncirlerinin tadını İzmir gezimizde keşfettiğimizden, dükkanı görünce hemen daldık içeriye.. Ortasına ceviz yerleştirilmiş harika incirlerinden, birbirinden çeşitli lokumlarından almadan edemedik tabii ;) Tuğba kuruyemiş çalışanları çok güleryüzlü ve cömertler. Tüm şubelerinde bu standartı yakalaması da ayrı bir başarı tabii ki..
Dükkanda birde Türk kahvesi ikramları var ki, ben çok şaşırdım ve takdir ettim.. Keşke İzmitte de bir şube açsalar, ne güzel olurdu ;)
Denizli merkezden notlar bunlar.. Pamukkale' den bahsetmek isterim bir de.. İlkokul yıllarımda yakın arkadaşım yaz tatili için gitmişlerdi Pamukkale' ye.. Öyle ballandıra ballandıra anlatmıştı ki, çok özenmiştim kendisine.. Yıllar sonra gitmek nasip oldu neyse ki ;) Eskilerin dediğine göre beyazlığı azalmış olsa da, hala çok güzel bence.. Umarım böyle kalır ve daha fazla bozulmaz..
Güzelleşmek, genç görünmek, sağlığına kavuşmak isteyen herkes travertenlerin içerisindeydi.. Bizde çoğunluğa uyduk ve suyun içerisinde epey vakit geçirdik, hatta çamurunu yüzüme, kollarıma falan sürdüm ki, bu resimleri paylaşmak istemem tabii ;)
Gözle görülür bir fark olmadı henüz cildimde, ama tek seferde mucizeler yaratmasını bekleyemeyiz değil mi ama.. Çamur banyosundan sonra soluğu Hierapolis müzesinde aldık. İçerisi epey kalabalıktı. Hep hayıflandığım bir konudur Türkiyede müzelere karşı olan bu ilgisizlik. Az önce çamur banyosunda güzelleşmek isteyen Türkleri müzede göremedik ne yazık ki..İçerisi yabancı turist doluydu, rehberlerini can kulağıyla dinliyorlardı ki, bizde takıldık peşlerine.. Müzede milattan önceki yıllara ait yaşam kalıntıları var. Yunanca "kutsal şehir" anlamına gelen Hierapolis tedavi amacıyla kurulmuş bir şehirmiş. Şifalı sular, doğal ortam bunun için çok uygunmuş.
Hierapolisin giriş kapısı yukarıdaki foto.. Kapıdan geçince içeride ayrı bölümlendirilmiş, hastaların tedavi edildiğini düşündüğümüz odalar mevcut. Yanyana küçük odalardan oluşan bu kısımda odaları birleştiren ince uzun bir koridor var. Şuandaki hastanelerin yapısının eskilere dayandığının bir kanıtı gibi. O yıllarda antik kente ve etrafına kurulan 15'ten fazla hamama binlerce insan gelir ve sağlıklarına kavuşurlarmış.
Turistik kullanıma açılmış olan Antik Havuz, suyun sıcaklığı nedeniyle rahatlatıcı bir etkiye sahip olmasının yanı sıra, birçok hastalığın tedavisi konusunda etkili olduğu belirtiliyor.

Yapılan araştırmalara göre, Antik Havuzun suyu kalp hastalığına, damar sertliğine, tansiyona, romatizmaya, deri ve göz hastalıklarına, raşitizm, felç, sinir ve damar hastalıklarına, içildiğinde de spazmlı midelere çok iyi gelmekteymiş. Kleopatra'nın güzellik havuzu olarak da adlandırılan havuzun su sıcaklığı 36-57 derece arasında ve PH değeri 5,8 ve içeriğinde eriyik mineraller de mevcutmuş. Havuz etrafına kurulmuş olan tesis, birşeyler içip güzel havayı solumanız için size imkan sağlıyor. Ayrıca manikür yapan balık olarak bilinen garra ruffa cinsi balıkların olduğu ayrı bir kısım var tesiste. Havuzdan sonra burada ayaklarınıza doğal manikürde yaptırabilirsiniz ;)

Pamukkale gerçekten görülmesi gereken yerler arasında, daha fazla bozulmadan gitmenizi tavsiye ederim.. Konumu tatile giderken ya da dönüşte uğramak açısından da çok uygun, aklınızda bulunsun :) Bizim gidip görmemize vesile olan canım arkadaşıma da ömür boyu mutluluklar diliyorum tekrardan..

8 yorum:

  1. Blogunuzun adını Tur Tadında yaşamak diye okumuştum, bu post haksız çıkarmamış her ne kadar doğrusundan uzak olsa da.:)

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler mavi tutku..
    elimizden geldiğince minik turlarımız devam edecek ve burada yazacağım inşallah Tur-ta Tadında ;)

    YanıtlaSil
  3. Benim için yüzde yüz pamuklu olan tekstilin yerini hiç bir malzeme tutmaz.Denizli peştamali pamuklu olduğundan suyu çok iyi çekiyor ve çok hafif olduğundan deniz kenarında çok rahat kullanılıyor.Kleopatra Antalya'dan başlamış,Marmaris,Fethiye,Denizli her yerde bir banyosu var:)Hatun bu işleri çok iyi biliyormuş...

    YanıtlaSil
  4. kesinlikle katılıyorum pembe kekik ;) akıllı kadınmış vesselamm..
    ben bir tanesini kullanmaya başladım nevresimlerin, çok güzel, serin tutuyor üstelik :)

    YanıtlaSil
  5. Cok hos bir gezi olmus. Demek Denizli'nin leblebisi cok da orjinal degildi. Pamukkale'ye ben de gitmistim. Dedigin gibi umarim beyaz hali muhafa edilir de bozulmaz.

    YanıtlaSil
  6. Teşekkürler didem hanım :)
    effet, leblebi deyince bence çorum en iyisi ;)
    pamukkalenin ismi gibi pamuk kalması mümkün olur umarım, ancak doğal güzelliklere öyle çok kıyılıyorki ülkemizde, onun için de endişeleniyor insan..

    YanıtlaSil
  7. Hierapolis!!!! İşte bu!!! İşte bu!!!

    Şu an nasıl mutluyum anlatamam. Muhtemelen 4-5 yaşlarında falandım ve annem babamla tam buraya kaplıcalara gitmiştik. Bir ton havuzdu, oydu buydu girdik çıktık. Tabii ben bu havuzu asla unutmadım. Ama adı sanı uçtu gitti o yaşta. Senelerdir anneme soruyorum, orası neresiydi, hani gitmiştik vs... diye. Asla hatırlamıyordu nereden bahsettiğimi. (Tabii İzmir'den başlayan Akdeniz seyahimiz sırasında diyince, kadıncağız anlamıyormuş.) işte burası!!!

    Ölmeden şu antik havuzda yüzmek istiyorum. Ah nasıl mutluyum şu an anlatamam!

    İnsanın çocukluğunda sevdiği şeyler, kalbinden hiç çıkmıyor. O kadar büyülü gelmişti ki orası o çocuk gözüme...

    YanıtlaSil
  8. aradan ne kadar zaman geçsede, çocuklukta yaşadığı güzel şeyleri unutmuyor insan.. şuanda böyle mutlu hissetmene katkım olmasına çok sevindim gerçekten :) kesinlikle yeniden gidp görmeni, yüzmeni tavsiye ederim, hala etkileyici ;)

    YanıtlaSil

Yorumlarınız bizim için çok değerli :)