Adana gerçekten insanı doyuran bir şehir, sabah saatlerinde kahvaltı faslıyla başlıyor gün.. Hem de ne kahvaltı, ciğerciler sabahları çalışıyor genelde. Bana biraz radikal göründü sabah erken saatlerde ciğer yemek, o yüzden güne standart bi kahvaltıyla başladık.. Ama öğlene dayanamadık tabiki hemen en iyi diye bilinen kebapçılarda aldık soluğu.. 1. gün yani Cumartesi baraj yolunda Kolcuoğlu'ndaydık. Gerçekten 1 metrelik kebabı yakından gördük.. Ama biz birer porsiyonla yetindik, yanında daha neler yedik neler.. Salata ekstra istemenize hiç gerek yok, hatta önden gelen acılı ezme,humus vs.. mezelerle bile doyabilirsiniz.. Ama pes etmek olmaz tabi, taaa Adana'ya gelmişken bol bol yemek gerek degilmi ;)
Kolcuoğlu güzeldi ama daha güzelini Adana'da ikinci günümüzde keşfettik.. Elem.. Gitmeden önce sevgili imgeleme nin blogunda görmüş ve hafızaya almıştım.. Gerçekten müthiş bir lezzet cümbüşü yaşadık.. Bu sefer dayanamayarak hem adana kebap hem de şiş ciğer aldık.. Buranın kaşarlı humusu bir başka, kesinlikle ve kesinlikle denemenizi tavsiye ederim ;)
Adana'da bir diğer lezzet durağı; Tatlıcı Gönül Kardeşler.. Merkezde Çakmak Caddesinde bulunan bu küçük tatlıcı dükkanının değişik bir işleyiş tarzı var, camekanlar açık, tatlı tepsilerine uzanıp bir taş kadayıfı midenize indirebiliyorsunuz hemen ayak üstü.. İlk etapta bize garip gelsede bu tarz ayakta atıştırmak, müdavimi olduk diyebiliriz ;) Adana'ya gitmişken taş kadayıfı yemeden dönmeyin derim ben.. Biz getirmeyi denedik ama orada taze taze yediğimiz gibi tat vermiyor ne yazık ki. Adana'dan getirilebilecek en güzel lezzetler cezerye, lokum, salça, baharat.. Eski çarşılarda bunları bulmanız mümkün. Cezerye denince akla Yeni Uğur geliyor Adana'da.. Gerçekten çok lezzetli ve inanılmaz çok çeşitli lokumları, cezeryeleri var. Çalışanları da çok güleryüzlü ve yardımsever. Lokumların tadına bakarak bile tatlı isteğinizi karşılayabilirsiniz, yemek serbest. Böyle bir uygulama zor bulunur sanırım başka şehirlerde..
Adana'da yemek dışında dikkatimi en çok çeken şeylerden biri, her caddede en az 3-5 tane ilanı bulunan "Alo Böcek" tabelası oldu.. Dayanamadım sizin için fotoğrafladım ;) Döndükten sonra Adanalı bir arkadaşa sordum mevzuyu, meğer sıcaktan dolayı çok böcek olurmuş her yerde, evlerde falan, o yüzden çok faalmiş bu hat..
Alo Böcek hattı dışında Adana'da belediye de iyi iş çıkarmış bence.. Merkezde Seyhan kıyısında yapılan park ciddi anlamda üzerinde çalışılmış bir manzara sunuyor insana.. Seyhan boyunca yürüyebilir, bişeyler yiyip-içebilir, taşköprüden karşı kıyıya geçebilirsiniz. Merkezde Sabancı Camii de dikkati en çok çeken yapı oluyor. İnşaasına çok önce başlanmış ancak tamamlanamayınca Sabancı ailesi tarafından yaptırılmış bir camii.. Görünüşü ile klasik ama yeniliği ve bakımlılığı ile modern bir duruşu var Sabancı Merkez Camii'nin..
Adana'da nerde kaldık peki? Bi arkadaşımın da tavsiyesi ile Emir Royal Otel 'i tercih ettik. Otel yeni açılmış, gayet şık ve rahat bir oteldi. Çalışanlar da çok yardımcı oldular bize, bi yere gitmeden önce nasıl gideriz, nerde ne yenir, nerden cezerye alınır hepsini danışabiliyorsunuz.. ve gayet samimiyetle yardımcı oluyorlar, onlardan bahsetmeden olmazdı ;)
Adana yemekleri ile çevre düzenlemesi ile + puan aldı benden.. Eksik daha doğrusu geliştirilmesi gerektiğini düşündüğüm bir yanı ise, turistik bir şehir gibi olmaması. Bundan kastım; Adana'ya özgü bir şey almak istediğimizde, Sabancı Kültür Merkezinde dahi birşey bulamadık. Hediyelik eşya mağazasına giriyorsunuz; Mevlana biblosu, Çanakkale Şehitlik biblosu, Muğla bezi vss... Bir magnet bile yoktu :( Adana'ya özgü birşey varmı diye sorduğumuzda ise adam gayet net "yok" dedi mesela.. Bence böyle güzelliklerle dolu bir şehirde bu konuda kendini geliştirmeli. Alınan cezeryeler, salçalar, baharatlar yenip bitiyor sonuçta bir süre sonra.. Bir taş köprü biblosu ya da magneti almayı isterdim doğrusu.. Gezi yazıma bu güzel ve eski köprüyle son veriyorum..
Adana yazısını görür görmez geldim..:) İki harika kebapçı denediğini görünce de içim rahat etti bir Adanalı olarak. Adana'yı beğendiğine de sevindim ve son paragraftaki eleştirilerine katılıyorum. Ama sence de pek çok şehrimiz için geçerli değil mi bu durum. Tanıtım-pazarlama konusunda kat edecek çok yolumuz var gerçekten de..
YanıtlaSilSevgilerimle..
evet haklısın sevgili imge, genel olarak turistik deyince, güzel denizler, plajlar akla geliyor.. bunlar dışında da değerlendirmemiz gereken çok büyük bir potansiyele sahibiz aslında ve bence Adana'da bunlardan biri.. bu alanda ilgili birileri sesimizi duyar umarım ;)
YanıtlaSilnot aldım tatlım bol ağız tadında ve güzel bi gezi olmuş ama şu alo böcek beni ürküttü;)
YanıtlaSilürkmene gerek yok tatlım, ben hiç karşılaşmadım mesela kendileriyle ;)
YanıtlaSilyazın ortaya çıkarlar diye düşünüyorum, o yüzden baharı tercih etmenizi tavsiye ederim, hem çok sıcak olmadan daha rahat geziliyor..
haklısın güzelim yazın akdenizi bi karadeniz kızı olarak çekemem sanırım:)
YanıtlaSilyirmi yıl adana da yaşayan biri olarak ilgimi çekti. eline diline sağlık.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş.Adana'yı görmek gerekiyor gerçekten.Gözlemlerin ve tespitlerin çok yerinde:)
YanıtlaSilsevgili mutfak gazetesi; eşimin çocukluk çağları orada geçmiş, bizim için de güzel bir nostalji oldu biraz :)
YanıtlaSilteşekkürler pembe kekik :) gitmenizi tavsiye ederim gerçekten, o kadar çok görülmesi gereken yer var ki bence ülkemizde, bi yerden başlamak gerek degilmi ;) sevgiler..