Paris gezimize kaldığımız yerden devam ediyorum.. Şimdiki durağımız Louvre Müzesi. Dünyanın en büyük ve ünlü müzelerinden biri olan Louvre Müzesi, şehrin merkezinde Seine Nehri'nin sağ yakasıyla şehrin ünlü yerlerinden birisi olan Rivoli Caddesi arasındadır.
Tarihi 1190 yılında kraliyet adına Philip Augustus tarafından Louvre Kalesi'nin kurulmasına kadar dayanır. Bu kale Paris'in batı yakasını gelecek çeşitli saldırılardan korumak amacıyla yapılmış. Kalenin yıkılmasının ardından şimdiki Louvre'a ait ilk bina ise rönesans etkileriyle mimar Pierre Lescot tarafından 1535'de yapılmış.
Fransa’da açılan ilk devlet müzesi olan müze, dünyanın en ünlü ve değerli sanat eserlerine de ev sahipliği yapmaktadır. Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa'sı, The Virgin and Child with St. Anne, Madonna of the Rocks, Jacques Louis David'in Oath of the Horatii adlı eseri, Delacroix'nın Liberty Leading the People adlı eseri ve Alexandros of Antioch'un Venus de Milo'su bunlardan bir kaçıdır.
7 ana bölümden oluşan müzede; Resim, Heykel, Doğu Sanatları, Mısır Sanatları, Yunan Sanatları, Sanat Eserleri, Desen gibi dallarından kısımlar var. Her kısımın başında yetkili ve sorumlu kişiler sizi yönlendiriyor ve bilgi veriyor.
Fransızlar dünya çapında bir çok ülkeden topladıkları sanat eserlerini bu ünlü müzede sergiliyorlar. Böyle bir müzede Osmanlı’ya ait, İznik çinisinden yapılmış eserler görmek heyecan verici bir duygu, ancak neden bizim ülkemizde bu kadar güzel şeyler varken, bunları sergileyebileceğimiz dünya çapında bir müzemiz yok diye düşünmek biraz üzücü..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için çok değerli :)