Öncelikle Konya'dan bahsedecek olursam, kültürüne sahip çıkmış ve korumuş bir şehir Konya. Ülkemizde bu tarz şeyleri hala yaşatabiliyor olmamız beni çok sevindirdi, umarım bu kutlamalar her yıl düzenli olarak bu coşku ile tekrarlanır.
Konya'da hala birçok yapı tarihi bir iz taşıyor. Yukarıdaki valilik binası da bunlardan biri. Bazı devlet daireleri, bankalar bu tarihi binaları çok güzel restore ettirip şehre kazandırmışlar. Şehir merkezinde ziyaret edilecek oldukça fazla yer var ama en çok talep gören tabiki Mevlana Türbesi ve Müzesi.
Mevlana Türbesinin içi de dışı gibi kalabalık ve hayır duaları eden insanlarla dolu idi. Umarım hepimizin duaları kabul olur. İçeride fotoğraf çekmek yasaktı, o nedenle ancak anlatabilirim sanırım o havayı. Onca kalabalığa rağmen mis gibi bir koku vardı türbe içerisinde ve yeşilin hakim olduğu türbede Mevlana ve ogulları yanyana idi, Mevlana felsefesine uygun olarak gösterişten uzak bir türbe. Türbe ile aynı bahçede bulunan Mevlana Müzesinde (Mevlevihane) çok güzel canlandırmalar ziyarete açılmıştı. Küçücük odalarda nasıl yaşadıklarını anlamak bizim için oldukça zor, çünkü şimdilerde 2+1, 3+1 evlere sığamaz haldeyiz :(
Mevlevihanenin bir duvarında yazan şu dörtlüğü özellikle eklemek istedim. Sevgiyi paylaşmak, bilgiyi paylaşmak, heyecanı paylaşmak.. Aslında hepimiz bir mumuz sadece, birbirimizi uyandıran; sadece kendi etrafımızı aydınlatmayalımm..
Mevlana müzesinin hemen karşısında bulunan Şehitlik'te ziyaret edilecek yerler arasında Konya'da. Çok büyük değil ama gerçekten çok özenilerek yapılmış bir yer olduğu belli. Şehitlik içeirsinde mibik minyatürlerle savaş anları, 1915 lerde köy yaşantısı canlandırılmış. Konya'ya gidipte görmeden dönmemeniz gereken bi yer burası da..
Şehitlik ve Mevlana Türbesinden çıktıktan sonra, Aladdin Tepesine kadar uzanan cadde Mevlana Caddesi. Bu cadde üzerinde birçok cami, medrese görmek mümkün. Selçuklular döneminde yaptırılmış olan bu camiiler, oldukça sade ve gösterişten uzak, Osmanlı'nın şahşahası yok buralarda.
Şems-i Tebriz de dünya nimetlerinden elini ayağını çekmiş, Mevlana'nın gönül dünyasında büyük değişiklikler yapmış kuvvetli bir alimdir. Gerçi Elif Şafak'ın yazdığı Aşk adlı kitaptanda bilenleriniz vardır mutlaka. Mevlana'nın Şems için söylediği kayıt edilen bir paragraf şöyledir;
"Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz." Şems'in türbesinden bir kare sizin için (orada yasak yoktu)
Türbeler, camiiler kısmı epey uzun oldu sanırım. Gezilmesi gereken Karatay Medresesi (Müze) ve İnceminare Müzeleri var. Bu müzelerde Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait tarihi eserler, çiniler, taş oymalar görmek mümkün. Küçk bir kolajı ekleyiverdim ;)
Sanırım epey uzun yazdım, bol fotoğraf eklemeye çalıştım. Şeb-i Aruz Tören fotoğraflarını ve Konya'da neler yedik kısmını bir sonraki posta saklıyorum. Takipte kalın ;)
bende çok görmek istiyorum konya'yı ama tam zamnnda gtmişizn valla canm ne yedik kısmını heycanla bekliyorum;)
YanıtlaSilevet canım, 17 Aralık olduğunu biliyorduk zaten, haftasonuna gelmesi de büyük şans oldu gerçekten bu tarihin :) kesinlikle gitmeni tavsiye ederim, etkiliyor insanı..
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilBloğunuza bayıldım.Ne kadar şanslısınız ki bol bol geziyorsunuz.Keyifli ve gene gezme dolu bir yıl dilerim.sevgiler..
ohh ne iyi etmissiniz...ben de istedim ama kismet olmadi cok guzel bir paylasim olmus...
YanıtlaSilBen de çok görmek istiyorum.Diğer postu da sabırsızlıkla bekliyorum.
YanıtlaSilteşekkürler sevgili Jale, evet 2011 bizim için epey hareketli geçti çok şükür :) umarım 2012 daha da çok gezmeli olur ;)
YanıtlaSilteşekkürler çilekli, artık Türkiyede olduğunuza göre gitme fırsatı bulursunuz mutlaka ;)
bi dahaki sefere kesin gidin derim sevgil pembe kekik, beğeneceğinize eminim :)
Daha önce gitmiştim Konya'ya ve Mevlana'ya ama birkez daha gitmeyi çok istiyorum gerçekten farklı duygular hissediyor insana, yazınızla bile gezmiş kadar olduk, çok güzel geldi, tabi yemekleride anlatmanızıda bekliyoruz:)
YanıtlaSilmerakla bekliyorum..
YanıtlaSilBenim de tekrar gidip görmeyi isteyeceğim bir yer. Anlatımın ve resimlerin iyi olmuş. biz bişi yememiştik uğramıştık sadece konya üzerinden geçerken camiler, türbeler filan. Anlat anlat valla iyi gelir. Acıktım mı ne yaaaa :)
YanıtlaSilteşekkürler ayşecim, inşallah tekrar gitmek nasip olur demi ;)
YanıtlaSilelimden geldiğince hızlı yayınlamaya çalışacağım gülincim, sevgiler..
teşekkür ederim minik kelebeğim:) belki beraber gideriz bir dahaki sefere ;)
ben gitmedim ama Ahmet Ümit'in bab-ı esrar kitabında betimlediği kadarıyla çok beğenmiştim ve gitmeliyim demiştim bakalım bize kısmet olacak mı??
YanıtlaSilinşallah gidersiniz hamidecim.. insanı pozitif etkileyen bir gezi ;)
YanıtlaSilçok güzel bir paylaşım. kısmet olursa bende bir dahakine gideceğim.
YanıtlaSilsevgiyle..
teşekkürler sevgili esotron.. umarım gidersin ama sana tavsiyem etkinlik biletlerini çok önceden alman, hemen tükeniyor çünkü..
YanıtlaSiltavsiyen için teşekkür ederim :) söylemen çok iyi oldu. sevgiyle..
YanıtlaSilahh Turtacım ahh sema gösteri için bilet bile ayırtmıştım ama kısmet olamadı gitmek :( geçen sene bayramda günübirlik gitmiştik eşimle Konya'ya ve dediğin gibi etkilenmemek elde değil..böyle mistik bir yer olamaz, inşallah seneye Şeb-i Aruz'a gitmek kısmet olurda sema gösterilerinede katılırım..
YanıtlaSilmemleketım ,harıka yaa,her yerı tarıh kokuyor ,her yer yemyeşıl paylaşım ıcın cok teşekkur ederım canım harıka bır gezı olmuş
YanıtlaSilkesinlikle öyle canım, gezilecek görülecek çok yer var.. sen orada mı yaşıyorsun hala?
YanıtlaSil