İspanya Gezi Yazıları MADRİD'le Başlıyor!

Merhabalar,
Tatil dönüşü, bayram ziyaretleri derken günler hızlıca akıp gitti resmen.. Öncelikle geçmiş de olsa herkesin bayramını kutluyorum. Uzun bir aradan sonra işe başlamak, adaptasyon açısından zor oluyor ve günler yoğun geçiyor malesef. Ama İspanya gezi notlarıma bugün başlamak niyetindeyim(06/09-bakalım ne zaman bitirebileceğim). Hemen bir postta bitecek gibi değil, detaylandırmak istediğim öyle çok şey var ki, gitmeyi düşünenler için iyi bir rehber olsun istiyorum :) Ana hatları ile tatilimizi; 3 gün Madrid, 9 gün Barcelona ve 1 gün de Valencia'da geçirdik.. Madrid'le başlıyorum ;)

Barcelona mı, Madrid mi? sorusuna genelde yanıt "tabiki Barcelona" olur. Ama bence Madrid hiç de azımsanacak bir şehir değil, ben gerçekten çok sevdim.. Tarihi, asaleti, değişik bir havası var Madrid'in.. Nereleri gezmeli peki?

Puerta del Sol (Güneşin Kapısı)

Burası Madrid'in merkezi denilebilir. İstiklal vari caddeler bu meydanda birleşir, hemen hemen her metro hattı buradan geçer.. Yol bulmada, referans almada çok isabetli bir nokta. Şanslıyızki otelimiz de buraya çok yakındı :)

Puerta del Sol, 15. yy dan kalma Madrid'i saran şehir kapılarından biriymiş aslında. Doğuda bulunması nedeniyle, güneşin doğuşundan esinlenerek "güneşin kapısı" ismini almış. Madrid'in simgesi haline gelmiş olan ayı ve kocayemiş ağacı heykeli de bu meydandadır. Neden böyle bir sembolü seçtiklerini anlayamadım ama meydanda şirin duruyordu ayıcık :)  Madrid'de ata binmiş şekilde yapılan heykel sayısı oldukça fazla, bunlardan birisi de bu meydan da 3.Carlos'un heykeli. Yönünü güneşe dönmüş, dört nala gidiyor sanki..
Ayrıca Meydanda Fransızlar tarafından yapılan tarihi bir postane var, bu postane ulusal karayolu ağının merkezi olarak kabul ediliyormuş. Binanın üstünde bulunan saat kulesi de oldukça ünlü, 1962 yılından itibaren her yılbaşı gecesinde bu kulede çalınan 12 tane çan sesi ile yeni yıla giriliyormuş. Yılbaşında bu meydanın nasıl kalabalık ve canlı olabileceğini hayal etmek hiç de zor değil.. Bu arada bir ispanyol inanışına göre bu çan çaldığı süre içerisinde 12 adet üzüm tanesini yemeyi başarırsanız, o yılın güzel geçeceğini ve dileklerinizin gerçekleşeceğini garantilemiş oluyorsunuz ;)

Puerta del Sol'e ulaşan bir sürü önemli cadde var. Ünlü Mayor meydanına giden Calle Mayor; alışveriş yapabileceğiniz işlek bir cadde olan Calle del Arenal; Desigual, H&M, Zara, Mango, Bershka gibi ünlü mağazaların olduğu Calle de Preciados; binaların üzerinde atlı adamları görebileceğiniz ve Teatro Alcazar'a ulaşan Calle de Alcala caddesine bu merkezden ulaşabilirsiniz.. Bu caddelerin hepsini yürümenizi tavsiye ederim, her ara sokakta, binaların yapılarında farklı birşeyler bulacağınıza eminim ;)

Madrid'de en sevdiğim şeylerden biri cadde isimlerinin yazılı olduğu bu tabelalar.. Hepsine özenilerek o caddenin, meydanın geçmişi yansıtılmış bu tabelalara.. Evimiz için "Güneşin Kapısı" tabelasını aldık bizde Madrid hatırası olarak  ;) [Aldığım ufak tefek şeyleri başka bir postta paylaşmayı düşünüyorum, henüz fotoğraflayamadım çünki]

Arenal caddesinin fotoğraflarını özellikle eklemek istedim.. İnanılmaz canlı bir cadde burası, alışveriş içinde tercih edilebilecek yerlerden biri.. Yerel mağazaların olduğu ve 10€ ya çok cici ayakkabıları, espadriller, sandaletler bulabileceğiniz süper bir cadde, bayanlara özellikle duyurulur ;)

Hazır alışverişten konu açılmışken Desigual'den bahsetmeden olmaz tabii.. Ayy harika, renkler, desenler, mağazadan çıkmak istemiyor insan. Bide "nasıl yardımcı olabilirim" diye peşinizden dolanıp sizi geren çalışanları da yok tabi, dolaş dolaş dur, harika şeyler var.. Fiyatlar ise Türkiye ile yakın denilebilir, çok bir kazancımız olmuyor malesef paramız € karşısında ezildiği için :( Mağazanın konseptine özellikle bayıldım ve sizin için bi kare yakaladım. 3-4 katlı olan mağazanın havalandırma boşluğunu bile değerlendirmişler, çok katlı olmayan şubelerinde de yine tavana asmışlar kıyafetleri, çılgın bir yere girdiğinizi hissediyorsunuz resmen, cıvıl cıvıl renkler ;)

Yine bu caddenin arka sokaklarında kalmış ama çok bilenen, ünlü bir tatlıcısını bulduk.. Yemek için ayrı bir post yazarım diye düşünmüştüm ama bu kadar yakınlaşmışken bahsetmeden olmazdı.. Arenal caddesinde San Gines kilisesinin hemen arkasında, çok eskiden beri bu işi yapan ve Madrid'de başka şubesini bulamadığımız (tıpkı bizim İstiklal'deki İnci Profiterol gibi) bir churros tatlıcısı var.. Churros'un tadı öyle kıvamında ve çıtır çıtırki, sıcak çikolata ile birleştiğinde enfes oluyor, kesinlikle yemeden dönmeyin derim ;)

Madem konumuz Puerta del Sol, bu civarda tattığım bir lezzetten daha bahsetmek istiyorum. Aslında hepimizin günlük hayatta tükettiği birşeyi, nasıl da başka bir kimliğe büründürmüşler anlatamam.. İnanılmaz şaşırdım ve birazda hayıflandım aslında, yoğurt bizim buluşumuz diye böbürleniyoruz ama reklamını yapamıyoruz ne yazık ki.. "Frozen Yogurt" adında, dondurmaya benzeyen bir lezzetle tanıştık, Calle de Preciados üzerinde.. [Sanırım İstanbulda da birkaç yerde varmış artık ama yerel bir marka olarak değil tabi:( ] Llao Llao'da wafflecılarınkine benzeyen bir tezgah var, istediğiniz malzemeden, meyveden ilave ettirebiliyorsunuz yoğurdunuza.. İsterseniz orada oturup yiyin, isterseniz alıp yürümeye devam edin, dondurma misali birşey, sıcakta süper gidiyor :) Hafif, lezzetli ve sağlıklı bir tatlı yemiş oluyorsunuz.. Akşamları geç yemek yiyen ispanyollar için bire bir yani..

Puerta del Sol için aklıma gelenler bunlar, diğer başlıkları da daha sonra ele alayım.. Madrid konuları arasında başlıcaları; Mayor Meydanı, Prado Müzesi, Retiro Park ve Toledo gezimiz olacak.. İnşallah en kısa zamanda yazabilirim.. Hmm biiide, nerdeyse unutuyordum [erkeklerin dikkatini çeker sanırım ama] Real Madrid - Santiago Barnebeu Stadyum turumuz var.. Takipte kalın ;)