Geçtiğimiz haftalarda gösterime giren 72. Koğuş filmine bir heves gittik. Ancak çıkışımız aynı hevesle olmadı ne yazık ki.. Sinema adına güzel bir yapıt olabilir, buna bir diyeceğim yok ama insanın kanını donduran hatta geçici bir süre psikolojisini alt-üst eden bir film olmuş..
Tamamen hapishanede geçen film, insanların nasıl birbirinin zaaflarından, saflıklarından faydalandığını; açlık ve sefalette saygı-insanlık kavramlarının nasıl yok olduğunu anlatıyor. Oyunculuk açısından bakınca Yavuz Bingöl filmi sırtlanmış gibi ancak diğer oyuncuların da hakkını yememek gerek, özellikle Kerem Alışık’a tam anlamıyla gıcık olduğumda iyi bir oyun çıkarmış diye düşündüm. Sahneler gerçekten iç ürpertici, bu açıdan başarılı bir film olmuş tabii.. Mutlaka izleyin diyemem ama yine de benim gibi merak edip gidenler tiksintiye varabilecek duygu karmaşalarına hazırlıklı olmalı bence..
Sinema konusuna dalmışken, Mart ayında gösterime girecek bir Türk filminden daha bahsetmek istiyorum. Çınar Ağacı.. İzlemek istediğim filmler arasına eklendi bile bu film. Senaryosunu Handan İpekçi'nin yazdığı sevgiyi, hüznü, yalnızlığı, aşkı, kızgınlıkları ve affedişi anlatan bu güzel film 18 Mart'ta gösterime girecek. 4 çocuk annesi olan emekli öğretmen Adviye hanım'ın biraz muzip, biraz huysuz kişiliği çocuklarının hayatlarını zorlaştırıyor gibi görünsede torunları üzerinde olumlu etkilere sahip bir anneannedir. İki ayda bir evden eve taşınan çiçekler, plaklar, bir sandık ve gramafon ve iki ayda bir buluşulan Çınar Ağacının gölgesi.. İzlenilesi, sımsıcak bir film gibi geldi bana, umarım izleyince de aynı zevki tadabilirim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için çok değerli :)